SORU: Şiirleriniz şöyle bir gözden geçirildiğinde sizin birim olarak dizeyi değil de, dizelerin oluşturduğu öbekleri aldığınız görülüyor. Bu özel kurgu, sanıyorum ilk kez sizin tarafınızdan uygulanmış... Bu kurgunun sizce şiire sağlayacağı olanaklar nelerdir? Daha doğrusu, böyle bir kurguya yönelmekle yaratmayı amaçladığınız “özel bir etki” var mı?
CEVAP: Başta da söylediğim gibi (Bkz. Şiir Bir Dil Sorunudur), şiirlerimin bir memleket türküsü, bir “Bozlak”, bir “Hoyrat” gibi okunmasını isterken, onların bir senfoni bütünlüğü göstermesini arzu ederdim. Bu nedenle, sizin söylediğiniz gibi şiirsel birimi dizede değil, öbekte yoğunlaştırmayı hedef aldım. Herhalde bu noktayı görmüş oluyorsunuz. Bunda, yani böyle bir kurguda gözettiğim amacı şöyle belirleyebilirim: Ben bu tür kurgunun şiirin daha uyumlu olmasını sağlayacağı kanısındayım. Tıpkı senfonide küçük seslerin büyük bir ses uğultusu içinde toplaşıp kaynaştığında oluşturduğu uyum gibi... Öyle sanıyorum ki bu da, şiirin daha çarpıcı olmasını sağlıyor.
(Suphi Kenan Demirci, “Enver Gökçe ile Konuşma”, Dost Dost İlle Kavga, Yücel Yayınları, seçme eserler: 15, 2. Basım, Ağustos 1975, İstanbul, sf. 27-28.)
CEVAP: Başta da söylediğim gibi (Bkz. Şiir Bir Dil Sorunudur), şiirlerimin bir memleket türküsü, bir “Bozlak”, bir “Hoyrat” gibi okunmasını isterken, onların bir senfoni bütünlüğü göstermesini arzu ederdim. Bu nedenle, sizin söylediğiniz gibi şiirsel birimi dizede değil, öbekte yoğunlaştırmayı hedef aldım. Herhalde bu noktayı görmüş oluyorsunuz. Bunda, yani böyle bir kurguda gözettiğim amacı şöyle belirleyebilirim: Ben bu tür kurgunun şiirin daha uyumlu olmasını sağlayacağı kanısındayım. Tıpkı senfonide küçük seslerin büyük bir ses uğultusu içinde toplaşıp kaynaştığında oluşturduğu uyum gibi... Öyle sanıyorum ki bu da, şiirin daha çarpıcı olmasını sağlıyor.
(Suphi Kenan Demirci, “Enver Gökçe ile Konuşma”, Dost Dost İlle Kavga, Yücel Yayınları, seçme eserler: 15, 2. Basım, Ağustos 1975, İstanbul, sf. 27-28.)